30 Aralık 2010 Perşembe

Bu Yazımda Size Kendimi Tanıtıyoruz

Öncelikle merhaba. Ben 28 yaşında kişilik bölünmesi yaşamayan bir şizofrenim... Sizi 3 arkadaşımla tanıştıracağım..
merhaba diyin çocuklarrr...

Simau: Merhabaaaa
Gonzo: Melapaaa.
Lorenzo: Selammm

Evet arkadaşlar , ben gün içersinde hangisi olmak istiyorsam o oluyorum.. kah kendimle konuşuyorum eğleniyorum , kah kendimle okey oynuyorum kah kendimle tavla oynuyorum kah kaha atıyorum.. Neyse..

Bazen sıkıyorlar tabi beni o yüzden bir anlaşma yapalım istedim... Gün içersinde hangi ben'le konuşmak isterseniz ona seslenin olur mu ? Hepsi bir anda zor oluyor tabi.. Her kafadan bir ses çıkınca insan ne diyeceğini şaşırıveriyor...

Gonzo : erkek olan kişiliğimdir, renkli cıvıl cıvıl 20 yaşında delikanlıdır... Top oynamayı sever, topları sever, tavla da çok iyidir muhabbeti güzeldir.. Daha sonra kendisini tanıtır zaten.

Lorenzo : Bıcır bıcır bir kızdır hiç susmaz .. Her konu hakkında yorum yapar arsız şopardır kendisi... Rengarek giyinir, 241 tane çorabı vardır... Hepsi birbirinden farklıdır.. Tavla sevmez ama çok iyi yüzer... 22 yaşında güzel bir kızdır.

Simau: en küçüğümüz bu... 17 yaşında bir çocuk... Karamsar ve içine kapanık... Gerektiği zamanlarda konuşur, şiir yazar, duygularını pek belli etmez... Asi , korkusuz ve cesaretlidir... Onu da seversiniz zamanla....

Simau: Ama
Gonzo: Şimdi
Lorenzo: Ya
Simau: Bunlar
Gonzo: Bizi
Lorenzo: Sevmezse??
severler severler..

Bir de Gosilo var... yani 3 in 1... Gonzo-Simau-Lorenzo'nun baş harfleri... Aynı anda konuşurlar aynı aynda susarlar herşeyi beraber yaparlar...
Simau: Ayyyyy bennn
Gonzo: Çokkkk
Lorenzo: Severimmm onu

İşte bukadar bizi tanıyorsunuz artık... Yakın zamanda sizlere fotoğraflarımızı atacağım ve sizlerle içli dışı olacağız..
Gosilo: yehuuuuuuu

25 Aralık 2010 Cumartesi

Eurovision'a Şahin K katılsın. İmzanla Gel !

Eser Adı : "denizin soğuk sularından gelen buz gibi....."

Söz - Müzik : Şahin K fanatiği ben deniz lazarus - Şahin K vecizeleri ile ilham kaynağı.

Tür : Aranbesk

"100 atımlık enerejim var,
binlerce hatun düdüklemem var,
çükleri boşa harcamayın
altın gibi kalbim var.

üniversiteli kızların süper kahramanı,
trimaxta oynamanın tam zamanı,
çılgın sekreter jale,
okudum son romanını.

(burada hip-hop gibim bişey başlıyoor ! )

denizin soğuk sularından gelen buz gibi....,
olmuş seninki aynı tarak,
su beni azdırdı,
hayat bir kitap o da zaten bir yaprak.

--------- nakarat -----------

kuşlar bile eşlik ediyor yavrum seni!
vak vak diyorlar vak vak vak vak

--------- nakarat -----------

sen hic gaval caldin mi ha !
al bakayim su gavali agzina,
ahiahah..oh ih ih,
al lan amuğa godduumun karisi.

sanat için sanat,
beğenmediysen kapat,
atlantisten gelen adamım,
...... bari tur at.

(yine burada hip-hop gibim bişey başlıyoor ! )

baldız baldan tatlıdır,
kahyanın karısı ondan daha tatlıdır,
yalayın lan beni allahsızlar,
şahin k the master turkish serial fucker.

--------- nakarat -----------

kuşlar bile eşlik ediyor yavrum seni!
vak vak diyorlar vak vak vak vak

--------- nakarat -----------

22 Aralık 2010 Çarşamba

Pembe Dizi Tadında

Merve ve Pınar adında 2 kız varmış.  Merve taş Pınar tek kaş mış . Merve patlak, Pınar ise kasarmış. Ama yinede lezbiyenliklerinden ödün vermezlermiş. A ma merve Pınar'ın içini seviyormuş. Bunlar dildo almaya karar vermişler ama paraları yetmemiş, bimde le dildo bulmuşlar ama utanmışlar almaya. Utanarak sıkılarak, Bimden aldığı le dildo Pınarn amındayken kırılmış. Sonra Merve'nin eski sevgilisi Sabri gelmiş.  Sabri olanları görünce topu taca atmış. Sonra da demiş ki; biliyorum deliği tutturamıyorum ama bi gün olcak bunu hissediyorum. Merve kırılan le dildonun parçalarını çıkarmak için kafasını içeri sokmuş, bir mucize olmuş ve Merve hamile kalmış.  Çocuk aldırmaya giderken  yolda bir deli görmüşler deli, Pınar'a tecavüz etmiş.Pınar da deliye tecavüz etmiş. Bunu gören Merve'nin de canı çekmiş. Sonra Pınarın suyu gelmiş pınar su olmuşHani bana cuk cuk demiş. Sonra  Merve deliye vermiş, deli eline vermişdelinin aklı başına gelmiş. Merve Deli ve Pınar grup yapmışlar. Sabri ise bu olaya dayanamamış;  oturmaya mı geldik? demiş ve üstüne oturmuşSabri sevgilisinin bu duruma düştüğünü görünce "ellere vorda bize yohmi demiş"  ve grup yapmışlar.




 
Sabri almış deliyi yere bi güzel sikmeye başlamış . Bunu gören Merve ve Pınar birbirini parmaklamış. merve'nin birden parmağı kırılmış. Her şeyin bir rüya olduğunu farkeden Sabri yatağından kalkmış.  Kapıya gelen polisler Sabri'ye grup yapmış,  Sabri karışmasam bi olaya bi hikayeye olmaz demiş.  Sonra sabriyi 31 yerinden bıçaklamışlar.  Sabri donunu değiştirip karakolun yolunu tutmuş.  
Gökten 40 elma düşmüş Devlet Bahçeli'nin başına,  sonra sabri reenkarnasyon olmuş.Sonra hikayenin ağzına sıçıldığını öğrenen Sabo zeytin yutarak intihar etmiş.  Bu masalda burda bitmiş derken  Saboyu sıcakken 5 kişi sikmiş.
Daha sonra Sabri Rana diye bi kızla tanışmış. Sinemaya giderlerken araba çarpmış ölmüşler. sonra 4 ü de(rana merve sabri pınar) bok böceği olarak yeniden dünyaya gelmişler. Ve ölümcül araba kazasını atlattıklarında birde bakmışlarki kadının pipisi kopmuşSonra İbrahim Üzülmez gelip, hepsini üzmüş. 

Sonra olduğu yere tekme attı ve düştü, sonra düştüğü yerde eline ıslak bi şey geldi.. Midesi bulanıyordu ve korkuyordu biraz, kafasını oynatacak hali olmamasına rağmen elinin altındaki ıslak şeyi görebilmek için kafasını yavaşça çevirdi... Fazla heyecana hazırlıklı değildi, heyecanlanacak hali de yoktu zaten sonra birden o ıslak şeyin küçük bir fare olduğunu farketti...Tüm acısını unutarak, büyük bir tiksintiyle elini seri bir hareketle farenin üstünden kaldırdı...Büyük bir zorlukla yerinden kalkarak evine doğru yola koyuldu, yol boyunca aklında adını bile bilmediği o kız vardı acaba neden onunla konuşmak istemişti, ve neden ona mavi bir mendil vermişti... Cebinden çıkardığı mendile bakarken düşünüyordu bunları ve mendile bakmaktan önündeki taşı görememiş, takılıp düşmüştü... Bu sefer bi daha yerden hiç kalkamayacağını düşündü... Tam olarak ne kadar bir süre olduğunu farketmeden kendinden geçmişti... Kendine geldiğinde, başına da; tıknaz, yamuk ağızlı, gözlerinin beyazı kırmız damarlarla dolu, haki rengi ceketinin altında mor bir sütyen ve altına da cibinliği andıran yeşil bi etek giymiş garip mi garip bi adam dikilmişti ve en garibi de ağzına gelen hafif tuzlu sıvı adamın çişiydi...
Posta gastesi aldı, Haydar Dümen'e göz attı. "Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni" şarkısını dinlerken aniden gaza geldi ve yıllardır sakladığı chivas regali açtı. Birden aklına o geldi. Chivas Regal'le , Gusta'yı karıştırdı sakin sakin , yudum yudum , her damlanın tadına vararak içti.
 
"İki Yıl Sonra"

Pınar, Sabri tarafından hamile olduğunu öğrenir ve bunun üzerine Merve Sabri ve Pınar'ı öldürür. Sonra Sabri mezarından çıkmış hahahaha bu hikaye burada bitemez demiş.
Mezarından çıkan Sabri iş bulamadığı için son çare pezevenk olmuş. Tüm pezolar paranın a.korken, bizim mal Sabri bi türlü parayı bulamamış! En son demişki "stadın önüne gidim bari" meğerse, stad diye gittiği yer Esenler otogarıymış mal Sabrinin. Sonra otogardaki kekolar Sabri'yi yazanenin arkasına çekmişler, Sabri'de bir umut gitmiş mal nö'örsün.2 saat sonra... Ölmüş ve hikaye bitmiş, diye düşünürken Emre Belezoğlu görünmüş, görünmüş görünmesine lakin birden kayboluvermiş. Nereye gitse beğenirsiniz ?  Siktir Emre'yi demiş ileride bir kız görmüş yanına gitmiş kız Rana adında bir orospuymuş onu fizik'i olarak değil gerçekten kalpten sevmeye başlamış... Tekrar ölmüş, hayır, öldüğünü zannetmiş hastanede uyanmış. Uyanmış ve demişki '' yeter la ödürdünüz '' 2 dakika düzgün durda futbolculuk kariyerim tekrar başlasın '' sonra ona bakan hemşireye aşık olmuş gene mal...  Hemşire'nin adi Pelin'miş, Sabri gol atamayınca sinirden neşterle Pelin'i doğramış.sonra hagi gelmiş hadi sabri demiş bırak bu işleri önümüzde önemli bir derbi var çabuk antremana gel demiş Sabri tamam hocam bu kez auta atmıcam emin olabilirsiniz demiş... Gitmiş bunlar Tugay hocanın yanına bi de ne görsünler...?  Hagi malı kaldırmış bekliyo '' gel sabri gel '' diyo... Hagi Sabri'yi bi sikmiş bi sikmiş kiii diğer kızlarında canı çekmiş, ama kızlara acımış bişey yapmamış terbiyesiz. Sonra candarma gelmiş,  kıllı ve olgun jandarmayı evire çevire sikmiş. bunları gören apaçi korkmuş ve Rocco'yu aramış. Rocco ile saatlerce sevişmişler....

20 Aralık 2010 Pazartesi

Davosa' da Gittik Beraber

İsviçre'yi il il, ilçe ilçe geziyorduk yolum Davos zirvesinin yapıldığı binanın önüne düştü.

Oradaki bir turist'e elimdeki 8.3 megapiksel radyolu,flashlı ve video kayıt edebilen Canon markalı fotograf makinasını uzatarak yabancı dil bilmediğim için "bir dakika" dedim.
Sonra aniden bir gürültü koptu. Fotograf makinasını verdiğim turist elindeki bana ait olan aleti büyük bir kin ve nefret ile suratıma fırlattı.
Bbenim ağız burun kan içinde, çektiğim acıdan dolayı gözümden yaş akıyor etrafı bulanık görüyorum.
Sinirlendim, ayağa kalkıp kamerayı suratıma atan turiste yumruk salladım ve aniden yumruk tufanı koptu. Yumruklar adeta uçuyor.
Orada bulunan tek kolunu kaybetmiş bir gazi kolundaki protezi çıkararak bana fırlattı. Dediğim gibi yumruklar adeta uçuyordu.

Sonra biz ağlıyarak havalimanın yolunu tuttuk ve arkalarından şantaj yaparcasına

"davos bizim için artık bitmiştir.biz bi daha davosa gelmeyin taaammı"
Dedik Ama ben çoktan uyanmış kahvaltımı yapıyordum ve bu baştan aşağı mantık hatası olan yazımı bloguma yazacaktım.

Son Defa

 Bundan iki ay öncesin de İstanbulday'dım hafta sonları gidiyorum Düzce'den İstanbul'a. Şimdi Rize'deyim orası ayrı.
Şimdi şöyle ki ben metrobüsten indim tam Mecidiyeköy'e ayağımı bastım, bir yere yetişmem gerekiyor.
(Biliyorsunuz ki belki de İstanbul'lu olmayanlar bilmiyordur Mecidiyeköy'ün ilerisi Pangaltı falan derken Harbiye'dir.)
Neyse efendim tam sabahın körü olmuş ben indim metrobüsten, "başbakanın çılgın projesine bindim haha" falan diyorum kendi kendime.Abi çat diye radyoda bu şarkı çıkmaz mı?! Hayır hayır önceden dinlemedim, Nişantaşı ve Harbiye ile ilgili bir anısı da yok dolayısıyla benim için. Ama sonuçta oralar tehlikeli bölgeler ne gerek var oralarda böyle şeylere değil mi?Desem de kaptırdım sabahın köründe kendimi şarkı ya. Ki genelde ben zaten pop zibidiklerinin şarkılarının sözlerine dikkat etmem, ama buna bir tutuldum arkadaş, böldü parçaladı namussuz beni. (Adeta erkeklerin hepsi aynı ayol deyip de şerefsizin birine aşık olmak gibi.)

Neyse şekerim sonra dayımın evine gittim işler güçler bitti.
Bütün gün uyumamıştım 20:00'da yattım uyudum, ertesi gün uyandım 10:00'da.
Derken çatadanak aklıma düşüverdi şarkı.
Ama sadece bir tek cümle hatırlıyorum ama ondan da emin değilim.
Sadece şöyle bir şey var aklımda "biraz beyazladı saçlarım- emre aydın".

Ulan google'da aratsam kesin "neden saçların beyazlanmış arkadaş?" şarkısı çıkacak dedim.
Ama bebeğim google çat diye çıkardı şarkıyı karşıma işte budur dedim.
Ve daha fazla uzatmadan (ulan daha ne kadar uzatacaksın dediğinizi görüyorum, okumayı bırakmayon şekerlerim)
Gidin fizy'den neyin dinleyin gayri sözlerini de yazayım çünkü kesin ekşisözlükte google da falan bulamazsınız buraya yazınca sözlerini götümüz büyüyor çünkü hiç büyük değildir benim götüm haha.
Yok sözlerini böyle bilgiler biriksin amacıyla sittin sene yazmadım ben.

Onun psikolojik bir sebebi vardır genelde çok sevdiğimiz şarkıların sözlerini yazarız buralara, lisedeki ergenler gibi sanki oraya buraya yazınca o kişi duyacakmış gibi enerjimizi boşaltırız böyle bir rahatlarız falan işte öyle bir şey derken Erol evgin'i de unutmamak lazım. En çok peruk yakışan adamdır o neyse.

Beni sabah yamultan bunca hikayeye sebep olan şarkının sözleri (ki bu kadar şeyden sonra şarkıdan nefret edeceksiniz sanırım haha);

"
Nasılsın nasıl gitti?
Alıştın mı sen de?
Rahat mısın artık İstanbul’a?
Evlenmişsin, nasıl oldu?
Bulabildin mi sonunda?
Hep anlattığın o meşhur huzuru

İyiyim ben
Hep aynı şeyler işte
Uyku hapları
Yalan dolan gülümsemeler

İyiyim ben
Hem sen tanırsın beni
Ne yapsam ne söylesem
O geç kalmışlık hissi

Son defa görsem seni
Kaybolsam yüzünde
Son defa yenilsem sana
Hiç anlamasan da
Son defa benim olsan
Uyansam yanında.

İnan pek yeni bir şey yok.
Biraz yaşlandım tabi
Seyrekleşti biraz saçlarım

Bir bitmeyen gece bıraktın
Ve üç nokta düşürdün
Belli etmedim ben pek, tenhalaştım

"

19 Aralık 2010 Pazar

Minimalite


(T)Uzaklarda, ko(r)kar, ko(r)ktukça daha çok uzaklaşırdı. Kimseyi rahatsız etmek istemezdi ko(r)kularıyla. ko(r)kular insanlarla birlikteyken daha (ç)abuk yayılır, yüreğe (s)inerdi.

Bu ko(r)kular yüzünden rahatsız olup, (t)uzaklaşan insanları sevemedi. (N)asırlandı kendi. Yıllar onu yormuştu. (N)asırları ağır geliyordu. Onların kur(u)duğunu görmek de acı veriyordu. Doktora gidip (n)asırların medeniyetini gösterdi. Doktor da onların sulanması ve kur yapılması gerektiğini söyledi.

Bizimki eve gitti. ilk işi nasırlara kur yapmak oldu. Nasırlarını kuruladı. (N)asırların medeniyeti yok oldu. Hafif meşrep bir hüzün yüreğine işledi. Sonra aklına bunun (n)asırların medeniyetinin bir tuzağı olabileceği geldi. (N)asırların intikamı... Belki intikama kul(ü)p bile bulabilirlerdi. Oy çokluğu ile intikam alınmasına karar verilirdi. Sonra da onu bulurlardı. O da doktoru suçlardı. Bu düş(me)leri düşünürken odayı bir ko(r)ku kapladı. Ko(r)kudan nefes alamadı. Öldü.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Bir Gün Birileri Beni Anlar da O Zaman Beni Anlarların Devamı

Yarın devam dedim ancak olamıyor. Kader. Kader diye bir kız vardı şarkı söylerdi bir zamanlar esmer o aklıma geldi, konumuzla ilgisiz. Kısmet diye de bir akrabam var görüşmem.

Nerde kalmıştık, şimdi hacı hatun bana hasta olmuş bir kere.Karşılıklı anamlardan sonra dedim ki bizim Atilla Otuzbiroğulları'nın yeri var, acayip güzel sarımsaklı lahmacun yapar. Bir çığlık attı anlatamam görmen lazım. Ayy ben oraya bayılırım anlatamam görmen lazım dedi. Dedim içinden tamam bu iş halloldu. Hayatımın kadınıdır bu...

Neyse akşam olunca bir giyinmişim Allahı'm sen beni koru eşten, dosttan, çervreden o biçim güzelim ki anlatamam. Bembeyaz bir takım elbise, kırımızı bir gömlek, onlarla süper uyumlu bir de kahverengi ayakkabı. Hatta fotoğrafını da çektim ama yüzüm görünmesin şimdi, ayıp olur.

http://img515.imageshack.us/i/n5783525292305033346zp2.jpg/

Bu haliyeti ruhiyede ki bu kelimeyi yanlış yazabilme ihtimalim çok fazla, zaten ne zaman hatuna söylesem dalga geçiyor benle. Aman neyse uyuz şey...Restoranın ismi topalak restoran.Rize'nin yarısı buraya gider e verilen tek şey sarımsaklı lahmacun ve de ayrandır. Bakıyorum etrafıma bir yanda en zengin tekstilciler diğer tarafta vali selam falan veriyor bana, diğer yanda Spor ve Ahlaktan Sorumlu Genel Müdür hemen diğer tarafta Alaaddin Keykubat, hemen yanında Kubat, sanatçılar falan.Nasıl dolu iğne atsan iğne ibne olur o derece. Milletin bana selam vermeleriyle hemen şef garson bize bir yer gösteriyor, geçiyoruz yerimize. Hemen sandalyeyi çekiyorum zartana oturtuyorum hatunu. Hemen başlıyor kendini anlatmaya...

-Biliyor musun janım, ben hayatta kimseye yalan söylemedim, inanılmaz dürüst bir insanım ve bu dürüstlüğüm yüzünden çok acılar çektim, bu acıların bana geri dönüşü dengesiz bir insan olarak geri döndü.Bir anlamda götümde patladı diyebiliriz.Ayyyyyyy nasıl utandım özür bebişkom

+Bebişkom ha, hiç şu surat ve bünye tanımı sana bebişlik bir şey anımsatıyor mu?

-Ayğğğğ , özür dilerim bu kadar tepki vereceğini bilemezdim.
Çok sinirlenmiştim, dakika 1 olup da santra çizgisinin oralardan bu tür şutlar çekmek akla ve mantığa uygun gelmiyordu, adam paylaşarak organize atak akınlarıyla olmalıydı bu ama dakka bir, gol bir olmuştu. Sinir geçmek bilmiyordu, Soner Arıca'yı yeğeni olarak kabul etmek istemeyen Kadir inanır siniri başlamıştı bende, zangır zangır titriyordum,sakin olmalıydım,malıydım,malım...

Elimi tuttu bir anda o mahzun gözlerime bakıyordu, üzgünüm der gibi beni affet der gibi, sinir olmanın anlamı yoktu. Hemen geçiverdi sinirim. Böyle de dengesizdim. Kadir inanır ekolüne hiç yakışmıyordu...

17 Aralık 2010 Cuma

Alkolün İnsan Bünyesinde Aşkı Çağrıştırması

Bazı arkadaşlar aşkı değil seksi çağırır diye itiraz edebilirler. Pekte umrumda değil zaten.

İnsanın her içtiğinde aynı kişiyi yanında istemesi. Belki ondan kazık yediği için , belki sadece o dişinin veya o erkeğin ona kazık attığı için midir bilinmez. Ancak alkol insanda aşkı çağırıştıran birşeydir.

Kendi beyninde koyduğu tabu , kural vesaire isimlerin kırılmasını sağlar. İnsanın belki özüne dönmesini belki de içinde kalan ukdelerini gerçekleştirmesi için çabalar. Ancak alkol bazı kesimler tarafından kötü görülse de yararlı ve geçerli birşeydir. Kullanılmalıdır. Boku çıkartılmadan kullanılmalıdır.

Artislik, adamlık sebebi olarak değil, gerçekten keyif ve eğlence aleti olarak kullanılmalıdır. Erkekte kimi zaman dildo etkisi yaratsa da kullanılmalıdır. Bu arada bilimsel bir gerçek şudur ki : ( burada kendiyle çelişiyor demeyin ) alkol hiçbir zaman rahatlatıcı değildir. İnsana anlık zevk ve rahatlama verdiği doğrudur. Ancak insan alkolün etkisinden çıktıktan sonra o düşündüğü konu hakkında daha bir asabi daha bir saldırgan olur. Hırçınlaşır. Fark edilmese de bilinç altımızda bunu yaşarız. Ve bir sonraki alkolümüzde bu arzularımız daha bir şiddetle bizi içine çeker.

Uzunca bir aradan sonra alkol bu sorunları sineye çeker. Çünkü artık hergün alkol almaya ve o anıları o geçmişi belki de o geleceği her gün çağırmaya başlamışızdır. Bize kendini unutturur.

Derdimizin tasamızın ilacı alkol değildir. Çaresi de alkol değildir. Aşkı çağırır. Ama aşkı getirmez. Bunun bilincine varıp da alkol almak işte bu güzeldir. İstediğiniz zaman istediğinizi yapabilmek.

2 liralık şişenin efendisi olabilmek. İnsan hayatı bu kadar ucuz değildir, alkol kullanın ancak iyelik duygusunu hiçbir zaman kaybetmeyin.

Bir Gün Birileri Beni Anlar da O Zaman Beni Anlarlar

Hacı günlerden cuma, aylardan eylül ayı. Bir abondone bir sıcak böyle afacanlar ile afakanlar nasıl basıyor anlatamam. Zaten anlatamam bilmen lazım hacı. Hacı lafı da ağzıma bir yerleşmiş çıkarabilene aşk olsun, aşk olmasa da meşk olsun. Neyse hacı Rize'de götten ter akıtırcasına bir sıcak bir nem abandone anlatamam. Anlatamam görmen lazım diye de belirmiştim zaten. Bu kısmı anladık sanıyorum. Şimdi bizim mahallede hoşlandığım bir kız var hacı. Hacı bu kız böyle nasıl anlatsam uzun boylu, esmer,saçını arkadan topluyor, toplamasa da ben kafamdan topluyorum zaten, yani her şekle giriyor. Sen de Matmazel ben diyim Rapunzel ya da Rapunsel emin değilim o konudan anlatamam görmen lazım diye zaten belirtmiştim. Neyse hacı, ben o kıza güzelsin diyemiyorum senin insan olman konusundaki şüphelerimden bahsedemiyorum. E ben senin melek olmadığından da eminin hacı etcez? Mahallede inanılmaz bir karizması olan ben, ayakkabılarımın altına demir şeyler çaktırmışım ama nasıl karizmayım anlatamam, yürürken çat çat sesler geliyor, bütün kızlar bana hasta "ay o çat çatçı çocuk değil mi bu" diye bir bakan bir kere daha bakıyor. Siyah bir kumaş pantolon, yemyeşil bir gömlek çizgili böyle bir de beyaz çoraplarım var pazardan aldığım adidas nasıl karizmayım. Bir de internette de beni takip ediyorlar falan nasıl mutluyum. Böyle nasıl duygusal erkek imajım var, böyle nasıl edebiyattan anlar, şiirden anlar tavırlarım var böyle göğsümdeki kıllarlan edebiyat  parçalıyom hacı anlatamam görmen lazım. Yine bir gün okuldan dönüyorum. Hacı tam mahalleye girerkene göz göze geliyoruz, o bana bakıyor ben ona ama nasıl böyle iki antilobun çifteşme merasimi gibi, iki kurbağanın çiftleşme yıldönümü gibi, kısmete gelmiş bir ineğin ki gibi. Neyse artizim ya yüz vermedim hacı ben buna yoluma devam ettim. Arkamdan bağırdı;
-Hey sen nereye ?
+Hey ben eve.
Diye cevap verdim. Bu cevap onu kendime daha da bağlamama neden oldu. Öyle böyle değil anlatamam görmen lazım. Kahverengi gözlerime vuruldu o kesin de peki başka neyeydi acaba??? Ses tonuma sanırım. Hey dedi ki sizinle bir püsküvüt yemek isterim eğer vaktiniz varsa, yaratırız anam dedim. Tamam anam  diye cevap verdi.

Devamı yarın efendim. Biliyorum budur vermeyecek ve de okumayacaksınız ama olsun bir gün beni birileri anlayacak biliyorum. Öptüm Kib. Bye.

About This Site

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Followers